Çoğu insan yalnızlıktan şikayet eder ama bir o kadar insan da yalnız olmak ister. Bana kalırsa yalnızlık iyi, güzel bir şey ama fazlası zarar.
İnsan belli bir yerden sonra kafayı yiyor çünkü.
Yalnızlığın da aslında çeşitleri var. Kalabalığın içinde de yalnız olabiliyor insan, onu anlayan veya anlamak isteyen olmadıktan sonra. Sanırım en kötüsü de bu.
Hani tek başına olmak ayrı bir olay zaten kimse yok anlatabileceğin. Belki duvarlar, tavan… Ama insanların içinde yalnız olunca kimse seni anlamaya çalışmak istemeyince fazlasıyla acı verici oluyor ve kabuğuna çekiliyor insan. Nasıl olsa kimse beni anlamak istemiyor, kime ne anlatıyorum ki? diyor.
Herkes kendi derdine o kadar düşmüş ki. Gerçekten başkasının kendi sıkıntısını anlatmasına izin bile vermiyoruz. “Eminim senin de canın sıkılmıştır ama bak ben ne yaşadım.”
Herkesin derdinin farklı olduğunu, kimsenin bir olmadığını, senin için ufacık olan bir şeyin karşı taraf için ne kadar kocaman bir problem olduğunu fark etmemiz gerekir. Durup biraz düşünmek, anlamasak bile anlamaya çalışmak karşı tarafı ne kadar mutlu eder aslında.
Ve bunun hiçbir maliyeti de yok, çok basit bir şey.
İnsanları kaplumbağa gibi kabuklarına çekilmek zorunda bırakmayın. 4 duvar arasına kimseyi sokmayın tek başına.