Herhangi bir kişiye geçtiğimiz hafta sonu ne yaptığı konusunda bir soru sorarsanız düşünmeye başlayacaktır. Bu aslında tamamen normal bir tepki olarak öne çıkıyor. Lakin bir yalancının ise düşünmeye hiç bir şekilde ihtiyacı bulunmaktadır. Bu aslına bakılırsa tamamen çocukça bir içgüdü olarak bilinmektedir. Şöyle bir düşünmelisiniz, bir tane çocuk sizin hiçbir sorduğunuz soruyu yanıtsız bırakmaz ya da anlatmış olduğu bir hikaye üzerinde zengin ayrıntılar yer alıyor.
Devamlı bir şekilde ne denli dürüst ve açık sözlü bir durumda bulunduğunu ifade eden biri dürüst ve açık sözlü birisi değildir. Bu aslında en fazla bilinmekte olan yalancılık göstergelerinden de bir tanesi olarak öne çıkmaktadır.. Sık bir şekilde yinelenen ‘‘vallahi, inanmalısın ki, samimiyetimle söylüyorum’’ benzerindeki sözcüklerden kesinlikle şüphelenmelisiniz.
Eğer doğruluğu konusunda emin olduğunuz şeyler ifade ettiği bir konuşmanın hemen sonrasında o ‘‘kritik’’ öneme sahip konulara geçerken ses perdesi üzerinde yer alan değişimler yalanın en büyük göstergelerinden bir tanesidir. Bazı durumlarda sesle birlikte kullanılan mimikler de açık vermektedir..
İnsanlar aslında yalan söyledikleri esnada hiç bir şekilde farkında bulunmadan bilinçaltları üzerinde bir suçluluk duygusu yükselmeye başlar. ‘‘Ben’’ şeklindeki özneyi kullanmaktan çekinmeye başlarlar. Kendilerinden aslında bir 3. şahıs şeklinde söz edebilirler.