İki insanın bir evin içine girip, ömürlerinin sonuna kadar birlikte yaşamaları, mutlu bir yaşam sürmeleri ve güzel bir gelecek planlamaları çok özel bir durumdur. Evlilikler insanların yaşamlarının o andan sonraki şeklini ve vasfını belirler. El ele verip, her şeyin üstesinden gelmek, bir aile olmak ve bir arada huzurlu bir ortam yaratabilmekte evlilikte büyük bir başarıdır.
Yeni evlenecek olan çiftler evlerinin düzeni ve hazırlığı konusunda yoğun bir koşuşturmaca ya girerler. Beyaz eşyalar, mobilyalar, mutfak malzemeleri, banyo malzemeleri ve daha bir çok detay. Bir evi oluşturmak gerçekten zor ve masraflıdır. Ama aileler ve yakın dostlar her zaman bu konuda çiftlere destek olmaktadır.
Gelin yatağı ise çok daha özel bir konudur. Yeni evli çiftlerin, ilk defa kendi evlerinde, kendi yataklarında bir arada geçirecekleri gecede, özenle hazırlanmış bir yatak onlara bu anı daha keyifli bir şekilde yaşamaları için motive edici olacaktır.
Gelin yatağında eski usulde genellikle iğne oyası, dantel, kupür ve el işi türü örtü ve süslemeler kullanılırdı. Özellikle gelin ve damadın ilk gece başlarını koyacakları yastık büyük ve tek bir bütün yastıktan oluşurdu. Bir yastıkta kocamak lafı da buradan gelmektedir. Aynı yastığa baş koymak eskiden evlilikler için bir uğur ve bir bağlılık yemini olarak nitelenirdi.
Şimdi ise gelin yatakları oldukça şık modellerde seçilen modern çizgilere sahip yatak örtüleri ve cibinlik şeklindeki tülden örtülerle süslenmektedir. Yastıklar birden ikiye, hatta üçe ve dörde çıkmıştır. Yastıklar, örtüler, kumaşlar ve her şey değişebilir ama yürekte hissedilen aşk ve yeminler her çağda sanırım aynıdır.